Doğal afetler (yanardağ patlaması, yıldırım düşmesi vb.), endüstriyel atıklar, katı yakıtlar, petrol ürünlerinin kullanımı ve zararlı diğer gazların havaya karışması sonucu solunan havanın kalitesinin azalmasına hava kirliliği adı verilir.
Hava kirliliğinin nedenleri iki şekilde sınıflandırılır; birincil ve ikincil nedenler. Birincil nedenler endüstriyel nedenlerden dolayı ortaya çıkan gazlardır. Bunlar karbonmonoksit, sülfür oksit, hidrokarbon ve küldür. İkincil nedenler ise, doğal çevre ile etkileşim sonucunda meydana çıkarlar. Bu zararlı kimyasallar ise ozon, aldehitler ve sülfattır. Meteorolojik olmayan ancak sis görünümünde olan dumanlı tabaka ise birincil ve ikincil nedenlerin birleşiminden oluşmuş sistir.
Hava kirliliğine neden olan kimyasalların bazılarının vücut üzerinde olumsuz etkileri vardır. Örneğin karbonmonoksit kırmızı kan hücrelerine oksijenden daha çabuk bağlanarak vücudun oksijen kullanım kapasitesini düşürmekte buna bağlı olarak da egzersiz süresi, şiddeti ve etkisi olumsuz olarak etkilenmektedir. Ozon ve oksitler ise solunum yollarında harabiyete, diğer bazı kimyasallar ise gözlerde iritasyona neden olmaktadır.
Karbonmonoksit gibi gazlar hemoglobine oksijenden daha çabuk bağlandıklarından, vücudun oksijen kullanım oranını düşürürler. Egzersiz esnasında artan oksijen ihtiyacı karbon monoksit tarafından etkilendiğinde ortaya çıkan durum ise daha kötüdür. Ayrıca hava kirliliği, burun mukozasının havada bulunan zararlı maddelerin tutulması için yeterli olmayabilir. Özellikle egzersiz esnasında artan oksijen ihtiyacının karşılanması için ağızdan solunum yapılması, az da olsa bir miktar filtre görevi gören burun mukozasının da devre dışına çıkması ve solunan havanın filtrelenmeden akciğerlere gitmesine neden olur. Bu da, kişinin oksijen alımı ve kullanımını ve böylelikle de performansını olumsuz olarak etkiler.
Hava kirliliğinin yaşandığı yerde egzersiz yapılacaksa, hava kirliliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için;